Yan etkiler psikiyatrik ilaçlar dahil her türlü ilaçta karşılaşabileceğimiz kaçınılmaz risklerdir.

Önemli olan bu riski değerlendirebilmek ve öngörebilmektir.

Bu doğrultuda en önemli yol göstericimiz, sağlıklı bir iletişim, klinik tecrübe, yapılan kanıta dayalı çalışmalardır.

Bir ilacı aldığımızda ilaç prospektüsünde satırlar dolusu yan etkilerle karşılaşırız ve bazen bu yan etkiler gözümüzü korkutur.

Bilinmelidir ki bu yan etkilerin bir kısmı nadir görülen yan etkilerdir, bir kısmı da sık görülen ama zamanla ortadan kalkan yan etkiler olabilir.

Her ilaç eczanelerde raflarda yerini almadan önce kontrollü bilimsel çalışmalar sürecinden geçer. 

Hepimiz bu süreçleri COVID aşısı üretiminde takip ettik ve tanıdık aslında. Faz1, Faz2, Faz3 ve Faz4.

Etkililiği kanıtlanmış ve yan etkileri sınırlı olan ilaçlar ancak tedavilerde kullanılabilir. 

Elbette etkililiği kanıtlansa da ilaçların yan etkileri olabilir. 

Bu yan etkileri iki gruba ayırmak gerekebilir. Sık görülen yan etkiler ve nadir görülen yan etkiler; ya da geçici yan etkiler ve kalıcı yan etkiler.

Biliyoruz ki psikiyatrik ilaçların sık görülen yan etkileri çoğu zaman geçicidir. 

Yan etkiler ne kadar sık görülürse görülsün herkeste her zaman ortaya çıkmaz.

Yine de bazen ciddi yan etkiler olabilir.

Yan etkileri azaltmanın en önemli yolu, hasta hekim iletişimi, klinik deneyimdir.

Deneyimli bir klinisyen yan etkilerin ortaya çıkma olasılığını, hastanın yaşamına olan etkisini değerlendirerek hasta ile beraber ilaç seçimine yönelir.

Her ilacın yan etki olasılığı olmasına rağmen karşılıklı iletişim ve klinisyen tarafından yapılan iyi bir değerlendirme ile riskler azaltılabilir.

Bu nedenle ilaçların yan etkilerinden korkulmamalıdır, bilgi bu noktada korkumuzu azaltacak en önemli araçtır.