Dissosiyatif kimlik bozukluğu, iki veya daha fazla ayrı kimliğin veya kişilik durumunun varlığı ile karakterize bir psikiyatrik hastalıktır.
Çoklu kişilik bozukluğu olarak da adlandırılır.
Kişinin esas kimliği bölünüp birden çok kişilik ortaya çıkar.
Dissosiyatif kimlik bozukluğu olan kişi sanki içinde kendisinden başka bir kişi ya da kişiler olduğunu hisseder.
Hastanın içinde hissettiği bu farklı kişiliklere “alter” adı verilir.
Her bir alter, kendi davranış örüntüleri, bellekleri ve özellikleri ile oldukça karmaşık olabilir. Genellikle tüm alterlerin özellikleri birbirinden oldukça farklıdır.
El tercihleri, sanatsal becerileri, yemek seçimleri, hastalıkları, alerjileri, ilgi alanları farklı olabilir.
Örneğin bir kimliğin diyabet hastalığı varken diğer kişilik sağlıklı olabilir. Ya da ressam olan bir kimliğin yanı sıra diğer kimliklerin resim yeteneği olmayabilir. Bu bozuklukta tüm alterler birbirlerinden bağımsızdırlar ve birbirlerini tanımazlar.
Dissosiyatif kimlik bozukluğu hastalığının görülme sıklığı şizofreni hastalığı ile hemen hemen aynıdır ve bu oran yaklaşık yüzde 1’dir.
Hastalık, bu görülme sıklığı oranı ile önemli bir halk sağlığı problemi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bununla birlikte çoklu kişilik bozukluğu tanı ölçütlerini tam olarak sağlamayan fakat aynı ruhsal bozukluğun daha hafif bir versiyonu olarak karşımıza çıkan atipik dissosiyasyon vakaları, yukarıda belirtilen orandan yaklaşık beş kat daha fazla görülmektedir.
Çoğul kişilik bozukluğunun kadınlarda erkeklere oranla 8-9 kat daha sık görüldüğü saptanmıştır.
Bunun nedeni, kadınların cinsel tacize daha çok maruz kalmaları veya erkeklerin belirtileri daha çok saklama eğilimi veya suç işlemeleri nedeniyle adli sürecin içerisinde olmaları nedeniyle tanı konulamaması olabilir.
Bu hastalığının belirli bir ilaç tedavisi bulunmamaktadır.
Bu hastalığın tedavisi uygun bir psikoterapi yöntemi ile mümkün olabilmektedir.
Bu bozukluğun semptomlarının birçoğu hasta ile terapi sürecinde ortaya çıkar.
Hastalar terapiye başlayana kadar alter kişiliklerinden genellikle haberdar değildirler.
Psikoterapi sürecinde alter kişiliklerin farkına varmaya başlarlar ve terapi ilerledikçe de alter kişiliklerin sayısı artar.
Çoklu kişilik bozukluğu olan hastanın psikoterapi sürecinde terapist alter kişiliklerle ayrı ayrı konuşur.
Terapist bu yöntemle uzun vadede hastayı bütünleştirmeyi amaçlar.
Bu şekilde kendileri ile konuşulan alter kişilikler zamanla birleşmeyi kabul ederler.
Bununla birlikte birçok dissosiyatif kimlik bozukluğu hastası tedavi sürecinin yoğun bir şekilde sürdürülmesi ve hastanın kendisine zarar vermemesi için hastaneye yatırılır.