Panik atak bazı durumlarda bedenin verdiği olağan uyarılma halidir.
Tehlikeden uzaklaşmayı ya da tehlikeyle savaşmayı tetikleyen otomatik bir bedensel yanıttır.
Fakat birçok durumda panik ataklar insanın yaşantısını derinden etkiler ve yaşamın olağan akışını, iş hayatını, insan ilişkilerini, akademik ve ders başarısını etkileyebilir.
Panik bozukluğunda ortada herhangi bir neden yokken ani olarak ortaya çıkan, beklenmedik bir anda kendini gösteren bedensel belirtiler görülür.
Kişi kalp krizi geçirdiğini, kalbinin yerinden çıkacağını, felç geçirdiğini, delireceğini, kendisini kontrol edemeyeceğini düşünür.
Ataklar 5-10 dk. içinde başlar genelde 30dk'yı geçmez kendiliğinden sonlanır.
Kişi atakların nedenini açıklayamaz.
Rahatsızlığın başlarında genellikle acil doktoruna ya da kalp doktoruna başvurur.
İlerleyen vakitlerde kendiliğinden beklenmedik gelen panik atakların tekrarlayacağı korkusu sarmaya başlar.
Bu yönüyle rahatsızlık panik atak geçireceği korkusu halini alır. Kişi panik atağı geçireceğim diye çeşitli yerlerden ve ortamlardan kaçınmaya başlar.
Yalnız başına sokağa çıkmak, evde kalmak, yolculuk yapmak istemez.
Panik atağı geçirdiğinde yanında kimse olmayacağından korkar.
Kapalı alanlardan, çarşıdan, pazardan, panik atağı geçirdiğinde kaçamayacağı yardım isteyemeyeceği yerlerden uzak kalmak ister.
Bu da hayatın olağan akışında bozulmalara neden olur.
Kişiler derin bir korku ve endişe duygusu, boğulma hissi, baş dönmesi, kontrolünü kaybedeceği delireceği korkusu, çarpıntı, kalbin küt küt atması, ateş basması, kalp krizi geçirdiği korkusu, göğüs ağrısı, karın bölgesinde huzursuzluk, kramplar, uyuşukluk, gerçek dışı yaşantı gibi belirtiler yaşayabilir.
Boğulma, nefes alamama korkusu ve kaygı mekanizmalarının devreye girmesi ile soluk borusu genişler ve kişi hızlı nefes almaya başlar.
Panik atak sırasında kişi hızlı nefes aldığından kandaki karbondioksit düzeyi düşer, kişi boğulacağını düşünmesine rağmen kandaki oksijen miktarı normal seviyelerinin üstüne çıkar.
Buna bağlı olarak uyuşmalar, bayılmalar olabilir.
Atağın beklenmedik bir anda oluşacağına dair inanç beklenti kaygısına neden olur.
Bu nedenlerle kişi kendisini panik atağının tekrarlayacağını düşünerek bazı ortamlardan ve mekanlardan uzak tutar.
Beklenti kaygısı kişilerde yaşamın olağan akışının bozulmasına neden olur.
Beklenmedik panik ataklar gelişiyorsa ve bu ataklar kişinin yaşamını etkiliyorsa panik bozukluğu yönünden değerlendirilebilir.
Tanı ve tedavi için bir psikiyatriste başvurmak uygundur.
Panik Bozukluğu uygun ilaç tedavisi ve psikoterapi ile tedavi edilebilir bir hastalıktır.
Panik bozukluğu, tekrarlayan ve beklenmedik panik atakları ile karakterize edilen bir anksiyete bozukluğudur. Panik atakları, ani ve şiddetli bir kaygı ve korku durumunu içerir ve bu ataklar genellikle birkaç dakika sürer. Panik bozukluğu olan bireyler, panik ataklarından sonra genellikle gelecek ataklardan korkma, kontrolü kaybetme korkusu, günlük aktiviteleri sürdürmekte zorlanma gibi belirtiler yaşayabilir.
Panik bozukluğunun temel özellikleri şunlardır:
Panik Atakları: Panik bozukluğu, tekrarlayan ve beklenmedik panik atakları ile tanımlanır. Bu ataklar genellikle birkaç dakika sürer, ancak şiddetli semptomlara neden olabilirler.
Panik Ataklarından Sonra Kaygı ve Korku: Panik ataklarından sonra, birey genellikle bir sonraki ataktan korkar ve bu korku, günlük yaşam aktivitelerini etkileyebilir. Bu durum, panik bozukluğunun bir özelliğidir.
Anticipatory Anxiety (Beklenen Kaygı): Panik bozukluğu olan kişiler, gelecekteki panik ataklarından korkarak, belirli durumları veya aktiviteleri kaçınma eğiliminde olabilirler.
Fiziksel ve Duygusal Semptomlar: Panik atakları sırasında bireyler çeşitli fiziksel semptomlar yaşayabilir, bu semptomlar arasında kalp çarpıntısı, nefes darlığı, terleme, baş dönmesi ve mide problemleri bulunabilir. Ayrıca, panik ataklarının duygusal etkileri arasında korku, dehşet ve kontrol kaybı hissi yer alabilir.
Agorafobi (Açık Alan Korkusu): Panik ataklarından kaçınma ve bu atakların meydana gelebileceği yerlerden kaçınma eğilimine agorafobi denir. Bu durum, panik bozukluğu ile birlikte sıkça görülür.
Panik bozukluğu genellikle genç yetişkinlik döneminde başlar ve kadınlarda biraz daha yaygın görülür. Tedavi genellikle bilişsel-davranışçı terapi (CBT), ilaç tedavisi veya bunların bir kombinasyonunu içerir. Profesyonel yardım almak, belirtilerin kontrol altına alınmasına ve yaşam kalitesinin artırılmasına yardımcı olabilir