Depersonalizasyon bozukluğu, çoğu zaman bireyin kendinden uzaklaşması, kendine yabancılaşma, bedenini uzaktan seyretme ve düşüncelerinden uzaklaşma olarak tanımlanmaktadır.
Bu bozukluğa sahip kişilerde kendine yabancılaşma, kendinden kopma görülmektedir.
Çoğu zaman kişilerde başlı başına ortaya çıkan bu patolojik olgu, bazı zamanlarda da çeşitli kişilik özellikleriyle beraber ortaya çıkabilmektedir.
Depersonalizasyon bozukluğu olan bireyler, etrafında yaşanan olaylara, hatta kendisine yönelik durumlara karşı tepkisiz kalmakta, kendini hayattan soyutlamakta ve hiçbir duyguyu hissedememektedir.
Örneğin; eline kaynar su döküldüğünde elinin yandığını hissetmemekte, canının yandığını duymamaktadır.
Halk arasında kendine yabancılaşma olarak anılan depersonalizasyon bozukluğu ya birdenbire ya da yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır.
Algıda meydana gelen bozukluk yalnızca birkaç saat sürebileceği gibi günlerce, hatta aylarca devam edebilmektedir.
Depersonalizasyon bozukluğunda şikayetler çok şiddetli olmadığı takdirde belirtilerde azalma görülebilmektedir.
Ancak bunun aksine şikayetler şiddetli olduğunda belirtiler yıllarca devam edebilmektedir.
Depersonalizasyon bozukluğu pek çok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkabilirken, bu nedenler genellikle bireye göre değişiklik gösterebilmektedir.
Çoğu zaman aşırı stres ve anksiyete nedeniyle ortaya çıkan depersonalizasyon bozukluğu, bireyin aşırı derecede kaygılanması, travma, yoğun iş temposunda aşırı stres altında olması ya da bu tür nedenlerle ortaya çıkabilmektedir.