Danışan merkezli terapi, temelleri hümanizme ve hümanistik felsefeye dayalı bir yaklaşımdır.
Danışan merkezli terapi yaklaşımı insana ve insan doğasına olumlu bir bakış açısıyla yaklaşır.
Bu yaklaşım, her bireyin kendi içinde yaşadığı sorunları çözebilecek gücün var olduğunu ve tam işlev gören bir birey olabileceğini savunur.
Koşulsuz olumlu kabul kavramı üzerinde duran bu yaklaşım, bireylerin yaşamlarının erken dönemlerinde alması gereken koşulsuz olumlu kabulü alamadıklarında sorunların ortaya çıkmaya başladığını öne sürer.
Bu nedenle, danışan merkezli terapi de esas, danışana koşulsuz olumlu kabulü sunmaktır.
Koşulsuz olumlu kabülü alan bireyin zaten doğası gereği iyileşmesi ve tam işlev gören bir birey haline gelmesi beklenir.
Danışan merkezli terapi, terapist ve danışan arasındaki ilişki üzerine kurulu bir terapi yaklaşımıdır.
Bu yaklaşım, iyileştirici olan faktörün ilişki olduğunu savunur ve bu nedenle terapi de ilişki üzerine yoğunlaşır.
Bu yaklaşımı benimseyen terapistler, danışanlarını tutarlılık içerisinde, içten ve samimi bir şekilde koşulsuz olumlu kabul ederler.
Danışan merkezli terapide, geçmiş yaşantılar ve çocukluk dönemi travmalarından ziyade şu an var olan sorunlar çalışılır.
Geçmiş yaşantıları çalışmanın kişiye şu an bir iyileşme sağlamayacağını öne süren yaklaşıma göre, önemli olan bireyin şu an içerisinde bulunduğu duruma müdahale etmek ve güncel problemleri çözümlemektir.
Aynı zamanda bu terapi modelinde amaç, yalnızca var olanı sorunu çözmeye yönelik bir yaklaşımdan ziyade bireyi hayatında meydana gelebilecek tüm olumsuzluklara ve zorluklara karşı dayanıklı bir hale getirmektir.