Psikolojik travma kişiyi bir felaket içinde ve çaresiz hissettirir.
Doğa tarafından bu çaresizlik hissi ortaya çıkartılıyorsa bir afet olarak adlandırılabilir fakat çaresiz hissetme insan eliyle ortaya çıkıyorsa bir vahşetten söz edebiliriz.
Travmatik olaylar insanın kontrol etme gücüne, bağ kurma yeteneğine ve anlam dünyasına saldırır.
İnsanın hayata karşı adaptasyonunu bozguna uğratarak etki eder.
Travmatik olayın ortak paydası kişide 'yoğun korku, çaresizlik, kontrol kaybı ve yok olma tehdidini' hissettirmesidir.
Travmatik olaylara direnme gücü ve kaçma mümkün olmadığında insanın savunma sistemleri derinden etkilenir.
Tehlike karşısında verilen olağan yanıt yararsız kalmıştır.
Travmatik olaylar kişinin duygularında, bilincinde ve belleğinde ciddi etkilere yol açar.
Birbirine bağlanmış bütünleştirilmiş öğrenilmiş şeylerin dizgesini bozar.
Travma anında yoğun bir duygu olsa da yaşanan olay net olarak belleğe kaydedilmez, parça parça hatırlanır ve bütünlüğü bozulmuş izler kalır.
Travmatik olayın izleri insanı her an uyarır ve tehlikenin izleri konusunda kişiyi alarm halinde olmasını sağlar.
Kişi şimdiden kopar.
Travmatik olaylar, insanlarda duygusal ve davranışsal değişikliklere neden olurlar.
Travmaya verilen yanıtların çoğu, olağan yanıtlardır.
Çoğunlukla doğal felaketler, savaş, soygun, trafik kazaları, saldırı, tecavüz, işkence vs. olaylardan sonra, kaygı, depresif ve bedensel belirtiler olması olağandır.
Travmatik olay sık sık akla gelir, kişi yeniden yaşantılar.
Uyku anında kabuslu rüya olarak kendisini gösterir.
Bu yaşantılar travma sonrası genellikle bir kaç haftada kaybolur.
Travmanın kişi için ağırlığına göre başa çıkma süresi uzayabilir.
Travma veya tehlike karşısında organizma uyarılır, beden savaşmaya ya da kaçmaya hazır hale gelir.
Aşırı uyarılan organizma hayatta kalmaya odaklanır.
Travmaya karşı öncelikle yas dönemi, yeni uyum biçimleri geliştirme dönemleri benzeri bir durumla karşılaşıldığında nasıl bir tepki verileceğiyle ilgili planlar bulunur.