Kadıköy’de Barlar sokağı olarak bilinen Kadife sokağın başında sıkışmış, kapısına kilit vurulmuş ve adeta yerinden edilmiş bir bina . Bir binayı yerinden etmek için sadece yıkmak gerekmediğini gösteriyor bize şu anki durum. O binanın giriş kısmı şimdi demirlerle çevrilmiş durumda. İçinde belki dikkatimizi çekmiştir ya da çekmemiştir bir heykel durmakta. Çok kızgın, çok resmi. Öfkesi şimdiki duruma mı yoksa geçmişe mi bilinmez. Reks sinmasının bulunduğu arsada 1900lü yılların başınd... Devamını Oku
Bir kuram üzerine konuşmanın çeşitli yolları vardır. Kuramı pratik anlamda da ele alabilirsiniz, ya da kuramı teorik olarak da tartışabilirsiniz. Başlangıçta bu ikisi aynı şey gibi görünse de birbirinden farklı özellikleri vardır. Bazen birbiriyle örtüşen yanları da vardır elbette. Tıp alanı içinden konuştuğumuz zaman pratik önemlidir, pratik üzerine düşünmek ve pratiği sonraki durumlarda teorik üzerinden zenginleştirmek geliştiricidir. İnsan acı içinde kıvranırken, acı... Devamını Oku
Aşırı sıcakların, nelere neden olduğundan haberi var mıdır acaba? Elbette her şeyin bir nedeni var. Elbette var mı? Yoksa nedensellik bir kurgu mu? Çoğu zaman duyarım hastalardan hastalığımın nedeni ne? Benim psikolojime etki eden şey ne? Ne yaşadım da bu oldu? İnsan nedense hep bir neden arayışında. Nedenlerini bilirsem ne zaman ne olacağını da bilirim. Çok yaşamsal bir şey belki de. Nedenlerini bilirsem belirsizlik ortadan kalkar ve bir bütün... Devamını Oku
Her şeyde anlam arayan, tüm yaşantıları analiz edip parçalarına ayıran, paramparça eden ve tekrar kurmaya çalışan insana dair bir şeyler barındırıyor içinde Tarkovski'nin bu metni.. "Herkes bana filmlerimde şu ve ya bu şeyin ne anlama geldiğini soruyor. Korkunç bir şey bu!.. Çalışmalarım hakkında o kadar derin düşünmüyorum, sembollerimin neyi temsil edebileceğini bilmiyorum.. Bir anlam ararsanız eğer, olup biten her şeyi kaçırırsınız..Bir saati parçalarına ayırın, ar... Devamını Oku
10 Ekim'de Barış İsteyenlerin Anısına Saygıyla "Doğrudur yıldırımın düştüğü, yağdığı yağmurun Bulutların rüzgarla sökün ettiği. Ama savaş öyle değil, savaş rüzgarla gelmez; Onu bulup getiren insanlardır. Duman tüten topraktan bahar boyunca, Dökülüp yükselir birden gökyüzü. Ama barış ağaç değil, ot değil ki yeşersin: Sen istersen olur barış, istersen çiçeklenir. Sizsiniz uluslar, kaderi dünyanın. Bilin kuvvetinizi. Bir t... Devamını Oku
İntihar etmek isteyen adamın kendisini gömecek insan arayışının anlatıldığı toz toprak içinde geçen bir film. Acaba o arabaya binen ben olsam tek derdi kendi ihtiyacını karşılamak olan birine ne yapardım/ne anlatırdım diye sormadan edemiyor insan kendine. Olanaklar içindeki bir yaşam ve içinde olduğumuz bir çukur. Çukurun büyüklüğünün matematiksel analizleri. Kaç kürek kapatır bu çukuru.Tekrar anlat diye bekleyen biri ve ona şiir okuyan biri.. Be... Devamını Oku
”Arzu, kendisiyle dopdolu olan bir varlığın artık kendisine doyup başka biri olmayı istemesinin hareketi olarak belirir. Varlığın bir kusurundan değil onu kendinden geçiren, fazlalığından kaynaklanır. Arzu, dopdolu bir şekilde var olabilmek için hiçlikten ortaya çıkan varlık olarak insanın özünü açığa vurur. Ben'imdir arzunun o belirsiz nesnesi. Beni istekleri karşılık gelen nesneleri üretmeye iten tikel arzularla aslında ben kendimi üretirim ve kendi özümü i... Devamını Oku
Deleuze ve Guattari bir arayıştır, var olan insan tanımlamalarının ötesine geçerek, yaratım ve üretim üzerinden dinamik bir insan arayışı ortaya koyarlar. Bu yönüyle varolan kalıplara Nietzsche'ce çekiçleriyle yerle bir ederler. Deleuze ve Guattari kendi amaçlarının 'birisinin artık ben diyemediği noktaya değil, ama ben demesinin herhangi bir öneminin bulunmadığı noktaya ulaşılması' olduğunu söylerler. Özneye sahip olmayan bir öznellik türü. Bu bir man... Devamını Oku
Elisabeth Kübler-Ross yas sürecini beş aşama olarak tanımlamıştı: >yadsıma ve yalıtma, >öfke, >pazarlık, >depresyon, >kabullenme Hastalara ağır hastalıkları konusunda bilgi vermenin uygun olmayacağına inanılan bir dönemde, Kübler-Ross ve öğrencileri ölüm ve ölmek üzerine hastalarla konuşup onların duygu, düşünce ve beklentilerini dinliyorlardı Araştırdığı alan aslında farklı olsa da kendisi ölüm kuramının annesi olarak anılm... Devamını Oku
‘Öznel dünyanın araştırılmasında ve öz/kendilik-gelişim yolunda ilişkisiz oluş mümkün değildir. Moreno‘nun deyimiyle bebek anneye ait bir besin organından, plasentadan ayrılarak, sosyal bir plasenta içine doğar. Sosyometrik açıdan biz ilişkilerimizde başkalarıyla etkileşimlerimizde var oluruz. Doğduğumuz andan itibaren çevremizdeki kişiler ve nesnelerle etkileşmeye başlarız. Bu etkileşimler bizim toplumsal-duygusal öğrenme ve gelişimimizin te... Devamını Oku
Hayalgücü ve belleğin karşısında boş sandalyeler, boş değildir Karşımızda boş bir sandalye olduğunda bellek gelir o boş sandalyeye oturur Ayrılıklar, kayıplar, yaslar, hayal kırıklıkları, anılar Psikodrama hayalgücünü ve zihni bu yolla harekete geçirir. Bir karşılaşmaya davet eder insanı Bir karşılaşmayı yeniden çağırır: konuşmak istediğin ama konuşamadığın, beklediğin ama gelmeyen ve gitmiş gelmeyecek olanla karşılaşmayı.. ... Devamını Oku
Psikodrama, Grup Terapisinde Sahnesel Etkileşim:J.L. Morenoya göre Psikodrama- Grete Leutz/ Abdulkadir Özbek "İnsanın körükörüne kendi varoluşu içine atılmadığını, tam tersine, daha embriyonal dönemde iken kendi dünyası ile ilişki halinde olduğunu belirtir Moreno. Başlangıçtan bu yana insan, eyleme giren davranışta bulunan bulunduğu kosmosla etkileşime giren bir varlıktır. Bu etkileşimleri onun varoluşunun her anında en azından bir role bağlıdır. ... Devamını Oku
Gilles Deleuze’ün Fark Felsefesi-Bergson, Nietzsche ve Spinoza Okuması- Sadık Erol Er /Çizgi Kitabevi “Yaşam farkın sürecidir. Biz, çoğu kez geçmiş ve geleceği şimdide ilişkileri ile ayırırız, fakat eğer şimdiki an bir oluş anıysa çok kesin bir anlamda, bu şimdiki an aynı zamanda geçmişin-şimdi-oluşu ve şimdinin-gelecek-oluşudur. Bu yüzden ‘şimdinin, geçmiş olan ve hala gelecek olan olarak kendisiyle birlikte var olması gerekir’. Geçmiş ve gele... Devamını Oku
Korku Ve Titreme- Soren Kierkegaard "....Ama herkes kendi yolunca ve sevdiğinin büyüklüğünce büyüktü. Çünkü kendini seven,kendisi kadar büyüktü ve diğerlerini seven, fedakar bağlılığı kadar büyüktü,oysa tanrıyı seven,herkesten büyüktü. Hepsi anımsanacaktı;ama herkes bekleyişi kadar büyüktü. Biri olabilecek olanı beklediği için, diğeri ebedi olanı beklediği için büyüktü; oysa imkansızı bekleyen herkesten büyüktü. Hepsi anımsanacaktı; ama herke... Devamını Oku
Spinoza’nın arzu kendini bastırılışını neden arzular sorusuna, ek bir soru. Bir dönem kendini bilmek, bilme üzerinden bir olma hali ön plandayken; bu aralar kendinden geçme halleri bir hayli seviliyor. Bir arayış belki de ya da bir vazgeçiş hali belki. Bir dönem sazlı sözlü masalarda büyük ideolojilerin ışığında hayatın anlamları serilirken ortaya, şimdilerde kendinden geçmeli partilerde yaşamdan keyif alma yolları deneniyor. Yine bu dönemde b... Devamını Oku
Uzakçıl, uzaktan hoşlanan, uzağa giden, belki gözü uzakta olan anlamına geliyor der Ruhi Su ve Kadıköy Tiyatrosundaki konserinde Hasan Hüseyin’in ‘uzakçıl’ şiirini müzik eşliğinde okuyacağını duyurur. Uzak nedir, uzakçıl kimdir; mesafeler mi belirler, topografik bir şey midir kimbilir. Ruhi Su’nun ölümünün 36. yılında saygıyla.. “ Neden böyle uzak uzak, neden böyle ey uzakçıl, işte hastan buracak Acımaksa işte burda, sevm... Devamını Oku
Barınamayanların seslerinin duyulmaması; barınacak bir yerin, evin yokluğundan daha yaralayıcı bir durumdur. Ev bir insanın bedenini sarar ve ısıtır; insan insanın ruhunu sarar ve ısıtır. Barınma insanın fiziksel ve ruhsal sağlığı için olmazsa olmazdır, insan da insan için. Barınma öğrencilerden, evsizlere, on yıllık krediler altında ev sahibi olanlardan, mülksüzlere, koca koca beton bloklarda yaşayanlardan, kent dı... Devamını Oku
Düşünce dünyasında her şey bize karşıtlıklar üzerinden anlatıldı. Dağlardan vadilerden akan ırmakla, önündeki kayanın nasıl bir karşıtlığı olabilir. Irmağın kenarında esintiye dallarını bırakmış ağaçla akan suyun bir karşıtlığı var mıdır? Renkler neden birbirine karşıt olsun aynı gökyüzünde kendini gösterirken Yaşam karşıtlıklar değil, karşılaşmalardan başka bir şey değildir. Bu yeni bir anlayışı getirir, karşıtlık değil, karşılaşma. Var olma... Devamını Oku
Hep akış ve oluş halinde olan bir dünyadan bir hakikat yaratır insan. Bebek dünyaya geldiğinde her yöne evrilebilecek bir kudrete sahiptir. Oluşu olduğu gibi kabullenirken, normlarla ve kurallarla karşılaşır. Kurallar üzerinden bu 'tümden kavrayış hali' bir anda 'belli şekillerde kavrayış haline' dönüşür. Tarlaların sınırlarının çizildiği gibi zihninde sınırları bellidir artık. Bu belirlilik gerçekliği kendine göre yontar İnsanı kudretsizleşt... Devamını Oku
COVID-19 pandemisi günlük hayatımızı doğrudan ve dolaylı yollarla önemli ölçüde etkilemiştir. Bu süreçten şüphesiz ki en çok etkilenenler arasında çocuklar ve gençler gelmektedir. Çocukların ve gençlerin bu kriz durumunda vereceği tepkiler, mizaç özellikleri, ailenin ekonomik ve kültürel özellikleri ile yakından ilişkilidir. Kendisinin ya da aile bireylerinin enfekte olacağı kaygısı, izolasyon, aile bireylerinden birinin kaybı, işsizlik bu dönemde ruh sağlığını tehdit eden en ö... Devamını Oku
COVID-19 pandemisine kadar bir pandeminin insan ruh sağlığına yönelik oluşturabileceği etkilere dair elimizde yeterli veri yoktu. Eldeki kısıtlı veriler de daha çok önceki salgınlarla ilişkiliydi ama hiçbir salgın bu derece hayatımızı etkilememişti. İnsan ruh sağlığına etkileri konusunda tahminlerimiz travmati kolaylara insanların verebileceği tepkiler ile ilişkiliydi. İlk vakadan bugüne hem bilgimiz hem de tecrübelerimiz arttı. Mart ayında ülkemizde ilk vakanın görüld... Devamını Oku
Uz. Dr. Ersin Baltacı- Ruh Sağlığı ve Hastalıkları- Serbest Hekim Uz. Dr. Rengin Güvenç- Ruh Sağlığı ve Hastalıkları- Iğdır Devlet Hastanesi Pandemi bazı özellikleri nedeniyle afet durumlarına benzetilse de kendine has özelliklerinden dolayı toplumun tamamını ve tüm dünyayı evrensel bir şekilde etkilemektedir. Tüm dünyayı etkilemesine rağmen bazı gruplar pandemiden ruhsal olarak etkilenmeye daha eğilimlidir. İncinebilir grupların başında sağlık çalışanları gelmek... Devamını Oku
Bir soruyla başlıyoruz. Spinoza Psikiyatriye umut vaad eder mi? Bir soru her zaman bir yanıt bulmak için değildir. Bu soru bir karşılaşma, etkileşmeyi arzuluyor. Tam da Spinozacı açıdan bir etkileşme. Psikiyatrinin Kendi varolma çabasını güçlendirme arzusu yani iştahı. Spinoza adıyla dile gelen Spinoza felsefesi ve psikiyatrinin genel paradigmasını karşı karşıya getirmek. Bir yanda bütünlüklü bir felsefe bir yanda kuramlar, araştırmalar, uygulamalarıyla dağınık kendi yo... Devamını Oku
23. Klinik Eğitim Sempozyumu, Fethiye,2019. Moderatör: Taner Yılmaz, Fransız Lape Hastanesi,Psikiyatri, Uz.Dr. Ölümlü Dünya Ölüme bakış ve ölüm karşısında tutum doğrudan ve dolaylı bir şekilde insanın yaşamına bakışını etkilediği öne sürülmüştür. Ölüme karşı kaygı duymanın aşırı biçimde ortaya çıkması yaşam için büyük zorluklar yaratabildiği ve insan psikolojisini negatif yönde etkileyebildiği belirtilmiştir.(Yalom, 2000).Bir yanıyla ölüm düşüncesi kaygı yaratırk... Devamını Oku